Reklam
Vakıf Katılım
Tarih : 2020-05-18 19:40:00

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'dan buhrandan çıkış çağrısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu, buhrandan çıkış çağrısı yaptı.

Kılıçdaroğlu, yazılı açıklamasında, kamuda israfa son verileceğinin millete taahhüt edilmesi gerektiğini bildirdi.

Kamuda israfın ve savurganlığın faturasının milletin ödediğinin bir gerçek olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, ''Hükümet israfı önlemeli, ayrıca tasarrufa hangi alanlardan başlayacağını da somut olarak kamuoyuna açıklamalıdır. Örneğin, kamu özel işbirliği çerçevesinde yapılan tüm döviz garantili taahhütlerin Türk Lirası'na dönüştürüleceğini, gerekirse kamulaştırılacağını, kamuda merkezi idare ve yerel yönetimlerde makam aracı saltanatına son vereceğini taahhüt etmelidir.'' görüşünü aktardı.

Kılıçdaroğlu, yeni bir bütçe ve yeni bir orta vadeli programın TBMM'ye getireceğinin kamuoyuna açıklanması gerektiğine işaret ederek, şunları aktardı:

''TBMM'de kabul edilen 2020 yılı bütçesi ve daha önce açıklanan 2020-2022 orta vadeli program artık milletin derdine derman olma vasfını yitirmiştir. Hükümet, yaşanan ekonomik buhranı aşmak için salgın nedeniyle kapanan işyerlerinin, bu işyerlerinde çalışanların, ürünleri tarlada kalan çiftçilerin, üretim faaliyetleri duran KOBİ'lerin yitirdikleri gelirlerin telafisine çözüm getiren yeni bir bütçe ve yeni bir planı Meclis'e getirmelidir. Gerçekçi ve güven veren yeni bir bütçe ve yeni bir plan ekonomide normalleşmenin ilk adımı olacaktır. Hükümet, yeni bir bütçe ve yeni bir planla birlikte, Türkiye'nin içerde ve dışarıda saygınlığını artırmak, güvenirliğini pekiştirmek için ayrıca bir dizi reform süreci de başlatmak zorundadır. Yeni bir merkez-yerel dengesi kurulmalıdır. Ekonomik buhrandan çıkış sürecinde devletin tüm kapasitesini en verimli şekilde kullanması çok önemlidir. Bu nedenle yeni bir merkez-yerel dengesi kurmak zorunlu hale gelmiştir.''

Hükümetin, merkezi yönetimin kapasitesi ile yerel yönetimlerin halka doğrudan ulaşabilme kapasitesini birleştirerek, hizmetin millete daha etkin bir şekilde ulaşmasını sağlaması gerektini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Bu çerçevede, yerel yönetimlerin gelirleri artırılmalıdır. Merkezi yönetimin denetimi, belediyelerin çalışmalarını engelleme amaçlı olmaktan çıkarılmalıdır. Seçimle gelen belediye başkanlarının, ancak seçimle gidecekleri güvence altına alınmalıdır. Devlet yönetiminde liyakat sistemi hakim kılınmalıdır. Hükümet, kamusal alandaki bütün atama ve işlemlerde liyakati esas alacağını, sadakate dayalı verimsiz kamu yönetimi anlayışını terk edeceğini taahhüt etmelidir. Sayıştay gerçek işlevine kavuşturulmalıdır. Hükümet, TBMM adına denetim yapan Sayıştay'ın denetim alanını uluslararası normlara uygun olarak genişletilmeli ve bu konuda gerekli yasal düzenlemeleri derhal parlamentoya sunacağını kamuoyuna açıklamalıdır. Böylece hesap verebilirliğin kapısı açılmalıdır. Özerk kurulların güvencesi sağlanmalıdır. Hükümet, ekonominin önemli aktörleri olan Merkez Bankası başta olmak üzere, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Kamu İhale Kurumu (KİK), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) gibi kurumların bağımsızlığını yeniden sağlayacağını ve bu kurumların araçlarına siyasi müdahale etmeyeceğini kamuoyuna açıklamalıdır.''

Kılıçdaroğlu, Kamu İhale Yasası'nın rekabet ve şeffaflığı sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Hükümet, kamuda israf ve kayırmacılığı engellemek amacıyla Kamu İhale Yasası'nın ivedilikle değiştirileceğini, tüm kamu ihalelerinin saydam, kamuya açık, kayırmacılıktan uzak bir anlayışla yapılacağını taahhüt etmeli ve bunun garantisini millete verilmelidir. TBMM'de Kesin Hesap Komisyonu kurulmalıdır. Hükümet, kesinleşen bütçe harcamalarını gösteren Kesin Hesap Kanunu'nun sağlıklı bir zeminde tartışılmasını sağlamak için TBMM'de bir Kesin Hesap Komisyonu kurulacağını ve bu komisyonun başkanlığının da muhalefet partisine verileceğini kamuoyuna açıklamalıdır. 9. Ulusal Vergi Konseyi kurulmalıdır. Halktan toplanan vergilerin nerelere harcandığının hesabının verilmesi demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hükümet, vergi politikalarındaki çarpıklıkları gidermek ve adaletli bir vergi politikası uygulamak amacıyla Ulusal Vergi Konseyi kurulacağını ve bu konseyin her yıl düzenleyeceği raporları Resmi Gazete'de yayınlayacağını taahhüt etmelidir. Ekonomik ve sosyal konsey çalıştırılmalıdır. Hükümet, sorunlara birlikte çözüm üretmek için bir Anayasal kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konsey'i belli aralıklarla toplayacağını, ilgili tarafların görüşü alınmadan dar bir kadroyla yada tek başına karar alınmayacağını kamuoyuna taahhüt edilmelidir. Yargı bağımsızlığı kesin olarak sağlanmalıdır. Hükümet, kuvvetler ayrılığını sağlayacak, denge ve denetim mekanizmalarını kuracak adımların atılacağını taahhüt etmelidir. Bu bağlamda iktidarın yargı üzerindeki tahakkümüne derhal son verilmeli, adalete erişimin önündeki tüm engellerin kaldıracağı açıklanmalıdır. Ayrıca orta vadede yargı bağımsızlığını sağlayacak kurumsal (anayasal) değişiklilere gidileceği de millete taahhüt edilmelidir. Düşünceyi ifade, örgütlenme ve basın özgürlüğü koşulsuz güvence altına alınmalıdır. Hükümet, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütleri üzerindeki her türlü baskıya son vereceğini ve evrensel ölçülerde medya özgürlüğüne uyulacağını kamuoyuna açıklamalıdır. Bu bağlamda tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması hükümetin samimiyetini ortaya koyacaktır. Seçim barajı kaldırılmalıdır. Demokrasilerde asıl olan milletin iradesinin olduğu gibi parlamentoya yansımasıdır. Hükümet, 12 Eylül darbecilerinin eseri olan Siyasi Partiler Kanunu'nun değiştirileceğini taahhüt etmelidir. Darbecilerin yasalaştırdığı seçim barajının, seçime değil, demokrasiye yani millet iradesine darbe olduğu unutulmamalıdır. Siyasi Ahlak Yasası çıkarılmalıdır. Hükümet, vatandaşla siyasetçi arasındaki güveni sağlamak, siyasetin ve siyasetçinin itibarını tesis etmek için TBMM'ye derhal Siyasi Ahlak Yasası teklifinin getirileceğini taahhüt etmelidir. Güçlü bir Stratejik Planlama Teşkilatı kurulmalıdır. Üreten ülke güçlü ülkedir. Ekonomide, ihracat odaklı ve katma değeri yüksek üretime öncelik veren bir planlama ve teşvik politikasının yaşama geçirileceği, bunun için de güçlü bir Stratejik Planlama Teşkilatı kurulacağı kamuoyuna açıklanmalıdır. IMF ile yeni düzen netleştirilmelidir. IMF ile ilişkiler kesilecekse, ortaklıktan çekilmeli ve IMF'deki sermaye payının Türkiye'ye getirileceği kamuoyuna açıklanmalıdır. Biz CHP olarak önerilerimizi önce halkımıza, devleti yönetenlere, iktidar ve muhalefet partilerine, bürokrasiye, sivil toplum ve meslek kuruluşlarına, üniversitelere yani bilim dünyasına sunuyoruz. Bunu, tarihin bize yüklediği bir sorumluluk olarak düşünüyoruz. Önerilerimiz, Türkiye'nin içine sokulduğu girdaptan sağlıklı bir çıkış yakalayabilmesinin reçetesidir.''


Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2024 basindasaglik.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.